Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
AİLENİN İŞLEVLERİ
Eğitim sistemi açısından ailenin birkaç işlevi aşağıdaki biçimlerde ele alınabilir.
Toplumda nüfusun kaynağını oluşturması açısından aile, temel bir kurumdur. Bu işlev, eşlerin cinsel ihtiyaçlarını karşıladığı gibi, kuşakların sürekliliğini de sağlamaktadır. Evlenmeler erken yaşta olduğu zaman ailenin bu işlevi eğitim sistemini doğrudan ilgilendirir. Artan nüfusun eğitilme ihtiyaçlarının karşılanması açısından bu işlev önem kazanır. Erken evlenmeler sebebiyle özellikle kızların okuldan ayrılmaları da söz konusu olabilmektedir. Bu husus da eğitim sistemini olumsuz olarak etkilemektedir. Az gelirli ve yeterli eğitimden nasibini alamamış ailelerin fazla çocuk yapmaları bugün gözlenen gerçeklerdendir.
Ailenin kendi ihtiyaçlarını karşılayacak üretim birimi oluşu bu işlevi ifade etmektedir. Sanayi toplumlarında aile bu işlevinden giderek uzaklaşmıştır. Artık çekirdek aile ekonomik
tüketim birimidir. Ev dışındaki kurumlar bu işlevi üzerlerine almaktadırlar.
Giyecek ve yiyeceklerin aile dışında yapılması gibi. Ekonomik eylemlerle ilgili iş, aile çevresinden ayrılmıştır. Çocuklar artık babalarının yaptığı işi evde somut olarak görememektedirler. Oysaki sanayi öncesi toplumlarda çocuk babanın yaptığı işi evde görerek öğreniyordu. Aynı biçimde bugün kadın da ev işi üretim dışında kalarak dışarda çalışmaktadır. Böylece aile bütçesine önemli katkılarda bulunmaktadır. Kadının dışarda çalışması ona özgürlük elde etmek yönünden de yardımcı olmuştur. Sanayi toplumlarında böylece ailesinden ayrı yaşam süren genç kadınların oranı artmıştır.
Ekonomik işlevle ilgili bir başka husus da bireyin hayatını kazanması için gerekli temel becerilerin öğretimini eğitim sisteminin üzerine almış olmasıdır. Okuma yazma, meslekî ve teknik eğitim böyle beceriler arasındadır ve bu becerileri okullar üzerine almışlardır.
Aym biçimde okullar, mesleksel rehberliğin çoğunu üzerlerine alabilirler. Sanayileşmiş toplumlarda okullarda mesleksel rehberlik, çocuğa en uygun mesleği seçmek bakımından temel bir gereklilik durumuna gelmiştir.
Aile çevresinin değeri, sevgi ve güvenliğin doğal kaynağı oluşundan ileri gelmektedir. Sevgi duymak, şefkat görmek, çocuğun ihtiyaçları arasındadır. Ailenin diğer işlevlerindeki değişmelere oranla bu işlevi çok az değişmektedir. İşte ailenin bu kalıcı işlevi onun değerini giderek arttırmaktadır. Sevgi ile çocuk sağlıklı bir kişilik geliştirir. Sevgi duymamış kişi karşısındakine de sevgi gösteremez.
Örneğin sevgi gören çocuklar sıcak ve uyumlu bir arkadaşlık geliştirirken, sevgisiz büyüyenler ilişkilerinde düşmanlık yolunu tutmaktadırlar. Evde sevgi ve ilgi görmeyen çocuk ilgi çekmekten hoşlanır ve ilgi çekmek için akla gelmeyen yollara başvurur. Böyle çocuklar, örneğin öğretmenin ilgisini çekmek için hırsızlık bile yapabilmektedir.
Özellikle kimsesiz çocuklar, yetiştirme yurtlarındaki çocuklar ve ana okullarındaki çocukların yakınmaları, bulundukları yerlerde sevgi yoksunluğu içinde oluşları etrafında toplanmaktadır. Nitekim anne ve baba sevgisinden yoksun oluş, buralarda kalan çocuklarda psikolojik bunalımlara ve sorunlara yol açmaktadır. Bu çocuklar hayata uyum yapamamaktadırlar. Günümüz çekirdek ailesinde anne ve babanın dışarıda çalışmasıyla çocuk onlarla uzun süre birlikte olamamaktadır. Bu sebeple onların sürekli sevgisinden yoksun kalmaktadır.
Çağdaş kentlerin yarattığı baskılar, gerginlikler, bunalımlar ve sorunlar ana baba sevgisine duyulan isteği daha da arttırmaktadır. Ayrıca boşanma oranının artışı ile çocuğun anne ve baba sevgisinden yoksunluğu da bir sorun doğurmaktadır. Boşanma ile çocuğun anne ya da babası ile ilişkileri değişmektedir.
Eskiden aile, üyelerine bakmanın tüm sorumluluğunu üzerine almıştı. Bu işlev de bugün giderek önemini azaltmaktadır. Çünkü bugün bu işlevi, daha çok devlet üzerine almıştır.
Örneğin sağlık, işsizlik, ihtiyarlık ve tüm toplumsal güvenlik biçimlerini üzerine alan devlet, vatandaşlarını bu yönlerden korumaktatadır. Bu durum, kuşkusuz yoksul sınıfların yararına olmuştur.
Toplumsallaştırma çocuğu dolaysız olarak etkileyen bir süreçtir. Özellikle kültür aktarma yönünden toplumsallaşmanın önemi büyüktür. Çocuğun kişiliğinin gelişmesi ailede başlar. Toplumsal normlar orada öğrenilir. ilk beş yılda aile, bilinçli ya da bilinçsiz birşeyler öğretir. Bu dönem, çocuğun ilk toplumsallaşma dönemidir. Örneğin cinsel roller, çocuğun tuvalet
eğitiminde öğretilir.
Çocuğun din eğitiminin önemli bir kısmı da aile kurumunda yerine getirilir. Dinsel törenler, dualar ailede öğrenilir ve diğer dinsel uygulamalar yine genellikle aile içinde yerine getirilir. Ayrıca çocuk ya da ergenin antisosyal davranışlarının ailece denetlenmesi de onun toplumsallaşmasını içerir. İlk beş yıldan sonra ailenin eğitim görevlerini okul üzerine alır. Çok az. öğretmen, çocukta anne babası gibi derin iz bırakır. Çocuk, değerleri, duyguları ve statü beklentilerini ailenin her üyesiyle olan deneyimleri yoluyla öğrenir.
Çocuğun ilk ödüllendirilme ve cezalandırılması, kendisi hakkındaki ilk anıştırma ve ilk davranış örnekleri aile içinde deneyim durumuna gelir ve bütün bunlar temel kişiliğin gelişimine yardım eder. Günlük hayat davranışları, çocuğa grubunun davranış örneklerini göstermek ve duyguları belirtmek bakımından önemlidir.
Ailede toplumsallaşma, çocuğa öğretimde bulunma, rehberlik, çocuğun eylemlerine yanıt vermek ve kendi eylemlerine çocuğu katmak yollarıyla olur. Çocuk da uygun örnekleri ve değerleri seçer. Bu seçimi, gözlem, başkalarına katılma, rol oynama ve kendi düşünce ve davranışını yargılama yollarıyla gerçekleştirir.
Çocuğun örgün eğitimini devlet üzerine almıştır. Okula giriş yaşı düşmüş, çıkış yaşı ise yükselmiştir. Bu sebeple okul, bireyin hayatının büyük bir kısmım doldurmaktadır. Yeni tip aile eskiye oranla eğitim konusunda daha ilgili ve bilgilidir. Öğretmenle yakın işbirliği ile ana babalar kendilerine düşen görevi yerine getirebilirler.
Boş zamanın değerli olarak kullanılması evde başlar. Fakat aile, boş zaman değerlendirme eylemlerim sistematik olarak öğretmez. Rastlantısal ve dağınık olarak bireylerine öğretmeye çalışır. Bir ailenin, bireylerine öğretimde bulunacağı boş zaman değerlendirme eylemleri, genellikle o ailenin ekonomik düzeyine bağlıdır. Ülkemizde çocuğun hangi eylemi seçeceği, genellikle aileyi oluşturan kişilerin ortak dileklerine bağlı olmakla birlikte, kısmen de anne ya da babanın yetkili olarak karışması biçiminde oluşmaktadır. Bununla birlikte, kentsel alanlarda
bireyin bu eylemleri özgür olarak seçişi yaygınlık kazanmaktadır.
Sosyolog Ogburn'un da belirttiği gibi ailenin işlevlerinden birisi de üyeleri için boş zaman değerlendirilmesine imkân tanımasıdır. Ailenin işlevlerinden birisi de, çocuğun eğitimidir. Çocuğun eğitimi, kuşkusuz onun boş zaman eğitimini de içermektedir. Özellikle ailede oyun eylemleri, ana-baba ve çocuğun birbirlerini daha iyi anlamalarına yol açmakta ve iyi ilişkiler geliştirebilmektedir. Aile ayrıca çocuğun ilk ve doğal oyun yeridir. Böylece çocuk, aile üyeleriyle sürekli bir karşılıklı eğitim sürecine tabidir. Ailenin çocuğa sağladığı boş zaman eğitimi, oyuncakların, araçların ve eylemlerin seçimi yönünden oluşmaktadır. Böylece ailede boş zamanların değerlendirilmesi onun mutluluğuna ve istikrarına yol açabilir. Ortaklaşa eğlence, aile bağlarını güçlendirir. Fakat çağdaş kent ailesinde aile, boş zaman eğitimi ve değerlendirilmesi yönünden önemini kaybetmiştir.20 Bu işlev ailenin dışına kaymıştır.
Aile, bu işlevlerini başka kurumlara kaydırmıştır. Okul, ticarî boş zaman kurumları gibi örgütler ailenin bu işlevini üzerlerine almışlardır. Çocuklar, ana baba, boş zamanlarını daha çok dışarda geçirmektedirler. Bu değişimde birçok etmenler rol oynamıştır.
Bu etmenler:
a) Konutların yetersiz ve elverişsiz oluşu da bu hususta rol oynamıştır. Sayısız ailelerden oluşan konutlar ve apartmanların hızla artışı, sadece boş alanları ortadan kaldırmakla kalmayıp, ev içi boş zaman eylemleri için imkânları da azaltmaktadır. Örneğin, bahçelerin garaj amacıyla kullanılması gibi. Ev içi ve dışı alanların yokluğu, çocukları başka yerlerde işbirliği ve toplumsal eylem için imkânlar aramaya yöneltmektedir. Oyun alanları, çocuk kulüpleri, dans salonları ve sinemalar, popülerliklerini kısmen ev şartlarındaki değişikliklere borçludurlar.
b) Kadınların bağımsızlığı, gençlerin özgürlüğü,
c) Aile üyeleri iş hayatı sebebiyle yorgun ve çok meşguldür.
d) Seyirlik sporun gelişimi
e) Ticarî boş zaman değerlendirme kurumları daha cazip duruma gelmiştir. Bir eğlence sanayii doğmuştur.
f) Seyahat arzusu,
g) Kitle iletişim araçlarının gelişimi
Bütün bu olumsuz durumlara rağmen aile yine de;
a) Önemli bir müzik merkezidir. Teypler, radyolar, plâklar daha çok evde kullanılır. Elektrik gücü dinlenme ve eğlenmeyi eve aktarmaktadır. Elektrik gücü, bahçeye, mutfağa, kitaplığa, oturma odasına, yemek ve yatak odasına uygun araçlar getirmiştir.
b) Yine, ev bir okuma merkezidir. Her türlü kitap, dergi, gazete gibi gereçlerin çoğu evde kullanılır.
c) Sohbet imkânları daha fazladır.
d) Ayrıca ev kadınlarının teknolojik gelişmeler sebebiyle ev işi için ayırdıkları zaman kısalmış, bunun yerine çocuk ve gencin boş zamanını değerlendirme ve ona boş zaman eğitimi sağlama biçimine dönüşmüştür. Örneğin Amerikan ailesinde kadın, artık tamamen ev içi rollerini yerine getiren, politikayla ve ekonomi ile ilgilenmeyen bir tip değildir. Kadın çevrede etken ve önemli bir güç sahibi olmuştur. Çabalarının çoğunu, çocuğun ve gencin boş zamanını iyi bir biçimde değerlendirme ve refahı arttırmak için kurumlar ve gruplarla ilişkiler
için sarfetmektedir.
e) Özellikle ülkemizde hem kırsal, hem de kentsel kesimde evin kızlar ve kadınlar yönünden biricik boş zaman değerlendirme ve eğitimi merkezi durumunda oluşu dikkati çeker. Örneğin örgü, biçki dikiş, nakış gibi el işlerini genç kızlar evlerde anne ve arkadaşlarından öğrenirler. Diğer el sanatlarının bir kısmı da yine evde yapılır. Halıcılık gibi.
f) Komşular arası gece ve gündüz ev gezmeleri de toplumumuzda oldukça yaygındır. Bu gibi ziyaretler söyleşiye, dayanışmaya, toplumsal kişilik geliştirmeye ve eğitime imkân verdiğinden konumuz açısından önemlidir.
g) Aile oyunları, birlikte otomobil gezileri ve TV izleme, günümüzde hem ülkemizde, hem de diğer ülkelerde aile üyelerini bir araya getiren ve ilişkileri geliştiren, üyeler arası diyaloğu sağlayan yeni gelişmelerdir.
h) Bugün ailenin boş zaman değerlendirme yönünden başka bir rolü ise bireye hobi alışkanlıklarım kazandırmaktır. Bu alışkanlıkların edinilişi ve uygulanışı aile içinde gerçekleşmektedir. Hobi kavramı, bireyin boş zamanında alışkanlık durumuna getirdiği, sürekli olarak uğraştığı bir eylemdir. Kolleksiyonculuk, el sanatlarından herhangi biri, müzik v.s. gibi
Hobi alışkanlığı ile ilgili olarak bir yazarımızdan aldığımız aşağıdaki örnek ilginçtir.
Yazarın dostu bir operatör profesöre bir adam telefon etmiş. "Ben çok ince ve keskin bir bıçak geliştirdim, siz ünlü bir operatörsünüz, belki görmek istersiniz" demiş. Profesör de adamı
evine çağırmış. Adamın bu işlerle amatörce uğraşan bir kişi olduğu anlaşılmış. Adamın asıl işi tornacılık imiş. Bir derneğin üyesi imiş ve ancak mikroskopla görülebilen böceklerin hayatını inceliyormuş yıllardan beri. Son olarak ele aldığı böcek, bütün ömrü yirmi dört saat olan, altı milimetre çapında bir bataklık böceği imiş. Amatör adam kendi buluşu olan bıçakla, bu hayvanın bir milimetre çapındaki kafasını kesmeyi ve beyninin fotoğrafım çekmeyi başarmış. Operatör Profesör, yazara bu fotoğrafın büyütülmüşünü göstermiş. Hayvanın başında ononbeş gözü varmış ve bu gözlerle gece, yaşadığı tekgece (Çünkü tek gününü suyun içinde oluşmakla, gelişmekle geçiriyormuş) yalnız dişisini görüyormuş. Onunla birleştikten sonra da sabaha karşı ölüyormuş.
Yazar şöyle bitiriyor yazısını: "Fakat ben, bu hayvanın yaşamını mı düşüneyim, yoksa amatör bilgin tornacının, boş vakit bulup böylesine bir konuyu kendisine ikinci bir iş olarak seçişine
mi hayran olayım, bilemedim. İbret alın ey can sıkıntısındanesneyenler."
Tarih: 2016-03-02 01:56:27 Kategori: Sözlük
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Ailenin İşlevleri Nedir
Eğitim sistemi açısından ailenin birkaç işlevi aşağıdaki biçimlerde ele alınabilir.
A. Biyolojik İşlev
Toplumda nüfusun kaynağını oluşturması açısından aile, temel bir kurumdur. Bu işlev, eşlerin cinsel ihtiyaçlarını karşıladığı gibi, kuşakların sürekliliğini de sağlamaktadır. Evlenmeler erken yaşta olduğu zaman ailenin bu işlevi eğitim sistemini doğrudan ilgilendirir. Artan nüfusun eğitilme ihtiyaçlarının karşılanması açısından bu işlev önem kazanır. Erken evlenmeler sebebiyle özellikle kızların okuldan ayrılmaları da söz konusu olabilmektedir. Bu husus da eğitim sistemini olumsuz olarak etkilemektedir. Az gelirli ve yeterli eğitimden nasibini alamamış ailelerin fazla çocuk yapmaları bugün gözlenen gerçeklerdendir.
B. Ekonomik İşlev
Ailenin kendi ihtiyaçlarını karşılayacak üretim birimi oluşu bu işlevi ifade etmektedir. Sanayi toplumlarında aile bu işlevinden giderek uzaklaşmıştır. Artık çekirdek aile ekonomik
tüketim birimidir. Ev dışındaki kurumlar bu işlevi üzerlerine almaktadırlar.
Giyecek ve yiyeceklerin aile dışında yapılması gibi. Ekonomik eylemlerle ilgili iş, aile çevresinden ayrılmıştır. Çocuklar artık babalarının yaptığı işi evde somut olarak görememektedirler. Oysaki sanayi öncesi toplumlarda çocuk babanın yaptığı işi evde görerek öğreniyordu. Aynı biçimde bugün kadın da ev işi üretim dışında kalarak dışarda çalışmaktadır. Böylece aile bütçesine önemli katkılarda bulunmaktadır. Kadının dışarda çalışması ona özgürlük elde etmek yönünden de yardımcı olmuştur. Sanayi toplumlarında böylece ailesinden ayrı yaşam süren genç kadınların oranı artmıştır.
Ekonomik işlevle ilgili bir başka husus da bireyin hayatını kazanması için gerekli temel becerilerin öğretimini eğitim sisteminin üzerine almış olmasıdır. Okuma yazma, meslekî ve teknik eğitim böyle beceriler arasındadır ve bu becerileri okullar üzerine almışlardır.
Aym biçimde okullar, mesleksel rehberliğin çoğunu üzerlerine alabilirler. Sanayileşmiş toplumlarda okullarda mesleksel rehberlik, çocuğa en uygun mesleği seçmek bakımından temel bir gereklilik durumuna gelmiştir.
C. Sevgi İşlevi
Aile çevresinin değeri, sevgi ve güvenliğin doğal kaynağı oluşundan ileri gelmektedir. Sevgi duymak, şefkat görmek, çocuğun ihtiyaçları arasındadır. Ailenin diğer işlevlerindeki değişmelere oranla bu işlevi çok az değişmektedir. İşte ailenin bu kalıcı işlevi onun değerini giderek arttırmaktadır. Sevgi ile çocuk sağlıklı bir kişilik geliştirir. Sevgi duymamış kişi karşısındakine de sevgi gösteremez.
Örneğin sevgi gören çocuklar sıcak ve uyumlu bir arkadaşlık geliştirirken, sevgisiz büyüyenler ilişkilerinde düşmanlık yolunu tutmaktadırlar. Evde sevgi ve ilgi görmeyen çocuk ilgi çekmekten hoşlanır ve ilgi çekmek için akla gelmeyen yollara başvurur. Böyle çocuklar, örneğin öğretmenin ilgisini çekmek için hırsızlık bile yapabilmektedir.
Özellikle kimsesiz çocuklar, yetiştirme yurtlarındaki çocuklar ve ana okullarındaki çocukların yakınmaları, bulundukları yerlerde sevgi yoksunluğu içinde oluşları etrafında toplanmaktadır. Nitekim anne ve baba sevgisinden yoksun oluş, buralarda kalan çocuklarda psikolojik bunalımlara ve sorunlara yol açmaktadır. Bu çocuklar hayata uyum yapamamaktadırlar. Günümüz çekirdek ailesinde anne ve babanın dışarıda çalışmasıyla çocuk onlarla uzun süre birlikte olamamaktadır. Bu sebeple onların sürekli sevgisinden yoksun kalmaktadır.
Çağdaş kentlerin yarattığı baskılar, gerginlikler, bunalımlar ve sorunlar ana baba sevgisine duyulan isteği daha da arttırmaktadır. Ayrıca boşanma oranının artışı ile çocuğun anne ve baba sevgisinden yoksunluğu da bir sorun doğurmaktadır. Boşanma ile çocuğun anne ya da babası ile ilişkileri değişmektedir.
D. Koruyucu İşlev
Eskiden aile, üyelerine bakmanın tüm sorumluluğunu üzerine almıştı. Bu işlev de bugün giderek önemini azaltmaktadır. Çünkü bugün bu işlevi, daha çok devlet üzerine almıştır.
Örneğin sağlık, işsizlik, ihtiyarlık ve tüm toplumsal güvenlik biçimlerini üzerine alan devlet, vatandaşlarını bu yönlerden korumaktatadır. Bu durum, kuşkusuz yoksul sınıfların yararına olmuştur.
E. Toplumsallaştırma İşlevi
Toplumsallaştırma çocuğu dolaysız olarak etkileyen bir süreçtir. Özellikle kültür aktarma yönünden toplumsallaşmanın önemi büyüktür. Çocuğun kişiliğinin gelişmesi ailede başlar. Toplumsal normlar orada öğrenilir. ilk beş yılda aile, bilinçli ya da bilinçsiz birşeyler öğretir. Bu dönem, çocuğun ilk toplumsallaşma dönemidir. Örneğin cinsel roller, çocuğun tuvalet
eğitiminde öğretilir.
Çocuğun din eğitiminin önemli bir kısmı da aile kurumunda yerine getirilir. Dinsel törenler, dualar ailede öğrenilir ve diğer dinsel uygulamalar yine genellikle aile içinde yerine getirilir. Ayrıca çocuk ya da ergenin antisosyal davranışlarının ailece denetlenmesi de onun toplumsallaşmasını içerir. İlk beş yıldan sonra ailenin eğitim görevlerini okul üzerine alır. Çok az. öğretmen, çocukta anne babası gibi derin iz bırakır. Çocuk, değerleri, duyguları ve statü beklentilerini ailenin her üyesiyle olan deneyimleri yoluyla öğrenir.
Çocuğun ilk ödüllendirilme ve cezalandırılması, kendisi hakkındaki ilk anıştırma ve ilk davranış örnekleri aile içinde deneyim durumuna gelir ve bütün bunlar temel kişiliğin gelişimine yardım eder. Günlük hayat davranışları, çocuğa grubunun davranış örneklerini göstermek ve duyguları belirtmek bakımından önemlidir.
Ailede toplumsallaşma, çocuğa öğretimde bulunma, rehberlik, çocuğun eylemlerine yanıt vermek ve kendi eylemlerine çocuğu katmak yollarıyla olur. Çocuk da uygun örnekleri ve değerleri seçer. Bu seçimi, gözlem, başkalarına katılma, rol oynama ve kendi düşünce ve davranışını yargılama yollarıyla gerçekleştirir.
F. Eğitim İşlevi
Çocuğun örgün eğitimini devlet üzerine almıştır. Okula giriş yaşı düşmüş, çıkış yaşı ise yükselmiştir. Bu sebeple okul, bireyin hayatının büyük bir kısmım doldurmaktadır. Yeni tip aile eskiye oranla eğitim konusunda daha ilgili ve bilgilidir. Öğretmenle yakın işbirliği ile ana babalar kendilerine düşen görevi yerine getirebilirler.
G. Ailenin Boş Zamanları Değerlendirme İşlevi
Boş zamanın değerli olarak kullanılması evde başlar. Fakat aile, boş zaman değerlendirme eylemlerim sistematik olarak öğretmez. Rastlantısal ve dağınık olarak bireylerine öğretmeye çalışır. Bir ailenin, bireylerine öğretimde bulunacağı boş zaman değerlendirme eylemleri, genellikle o ailenin ekonomik düzeyine bağlıdır. Ülkemizde çocuğun hangi eylemi seçeceği, genellikle aileyi oluşturan kişilerin ortak dileklerine bağlı olmakla birlikte, kısmen de anne ya da babanın yetkili olarak karışması biçiminde oluşmaktadır. Bununla birlikte, kentsel alanlarda
bireyin bu eylemleri özgür olarak seçişi yaygınlık kazanmaktadır.
Sosyolog Ogburn'un da belirttiği gibi ailenin işlevlerinden birisi de üyeleri için boş zaman değerlendirilmesine imkân tanımasıdır. Ailenin işlevlerinden birisi de, çocuğun eğitimidir. Çocuğun eğitimi, kuşkusuz onun boş zaman eğitimini de içermektedir. Özellikle ailede oyun eylemleri, ana-baba ve çocuğun birbirlerini daha iyi anlamalarına yol açmakta ve iyi ilişkiler geliştirebilmektedir. Aile ayrıca çocuğun ilk ve doğal oyun yeridir. Böylece çocuk, aile üyeleriyle sürekli bir karşılıklı eğitim sürecine tabidir. Ailenin çocuğa sağladığı boş zaman eğitimi, oyuncakların, araçların ve eylemlerin seçimi yönünden oluşmaktadır. Böylece ailede boş zamanların değerlendirilmesi onun mutluluğuna ve istikrarına yol açabilir. Ortaklaşa eğlence, aile bağlarını güçlendirir. Fakat çağdaş kent ailesinde aile, boş zaman eğitimi ve değerlendirilmesi yönünden önemini kaybetmiştir.20 Bu işlev ailenin dışına kaymıştır.
Aile, bu işlevlerini başka kurumlara kaydırmıştır. Okul, ticarî boş zaman kurumları gibi örgütler ailenin bu işlevini üzerlerine almışlardır. Çocuklar, ana baba, boş zamanlarını daha çok dışarda geçirmektedirler. Bu değişimde birçok etmenler rol oynamıştır.
Bu etmenler:
a) Konutların yetersiz ve elverişsiz oluşu da bu hususta rol oynamıştır. Sayısız ailelerden oluşan konutlar ve apartmanların hızla artışı, sadece boş alanları ortadan kaldırmakla kalmayıp, ev içi boş zaman eylemleri için imkânları da azaltmaktadır. Örneğin, bahçelerin garaj amacıyla kullanılması gibi. Ev içi ve dışı alanların yokluğu, çocukları başka yerlerde işbirliği ve toplumsal eylem için imkânlar aramaya yöneltmektedir. Oyun alanları, çocuk kulüpleri, dans salonları ve sinemalar, popülerliklerini kısmen ev şartlarındaki değişikliklere borçludurlar.
b) Kadınların bağımsızlığı, gençlerin özgürlüğü,
c) Aile üyeleri iş hayatı sebebiyle yorgun ve çok meşguldür.
d) Seyirlik sporun gelişimi
e) Ticarî boş zaman değerlendirme kurumları daha cazip duruma gelmiştir. Bir eğlence sanayii doğmuştur.
f) Seyahat arzusu,
g) Kitle iletişim araçlarının gelişimi
Bütün bu olumsuz durumlara rağmen aile yine de;
a) Önemli bir müzik merkezidir. Teypler, radyolar, plâklar daha çok evde kullanılır. Elektrik gücü dinlenme ve eğlenmeyi eve aktarmaktadır. Elektrik gücü, bahçeye, mutfağa, kitaplığa, oturma odasına, yemek ve yatak odasına uygun araçlar getirmiştir.
b) Yine, ev bir okuma merkezidir. Her türlü kitap, dergi, gazete gibi gereçlerin çoğu evde kullanılır.
c) Sohbet imkânları daha fazladır.
d) Ayrıca ev kadınlarının teknolojik gelişmeler sebebiyle ev işi için ayırdıkları zaman kısalmış, bunun yerine çocuk ve gencin boş zamanını değerlendirme ve ona boş zaman eğitimi sağlama biçimine dönüşmüştür. Örneğin Amerikan ailesinde kadın, artık tamamen ev içi rollerini yerine getiren, politikayla ve ekonomi ile ilgilenmeyen bir tip değildir. Kadın çevrede etken ve önemli bir güç sahibi olmuştur. Çabalarının çoğunu, çocuğun ve gencin boş zamanını iyi bir biçimde değerlendirme ve refahı arttırmak için kurumlar ve gruplarla ilişkiler
için sarfetmektedir.
e) Özellikle ülkemizde hem kırsal, hem de kentsel kesimde evin kızlar ve kadınlar yönünden biricik boş zaman değerlendirme ve eğitimi merkezi durumunda oluşu dikkati çeker. Örneğin örgü, biçki dikiş, nakış gibi el işlerini genç kızlar evlerde anne ve arkadaşlarından öğrenirler. Diğer el sanatlarının bir kısmı da yine evde yapılır. Halıcılık gibi.
f) Komşular arası gece ve gündüz ev gezmeleri de toplumumuzda oldukça yaygındır. Bu gibi ziyaretler söyleşiye, dayanışmaya, toplumsal kişilik geliştirmeye ve eğitime imkân verdiğinden konumuz açısından önemlidir.
g) Aile oyunları, birlikte otomobil gezileri ve TV izleme, günümüzde hem ülkemizde, hem de diğer ülkelerde aile üyelerini bir araya getiren ve ilişkileri geliştiren, üyeler arası diyaloğu sağlayan yeni gelişmelerdir.
h) Bugün ailenin boş zaman değerlendirme yönünden başka bir rolü ise bireye hobi alışkanlıklarım kazandırmaktır. Bu alışkanlıkların edinilişi ve uygulanışı aile içinde gerçekleşmektedir. Hobi kavramı, bireyin boş zamanında alışkanlık durumuna getirdiği, sürekli olarak uğraştığı bir eylemdir. Kolleksiyonculuk, el sanatlarından herhangi biri, müzik v.s. gibi
Hobi alışkanlığı ile ilgili olarak bir yazarımızdan aldığımız aşağıdaki örnek ilginçtir.
Yazarın dostu bir operatör profesöre bir adam telefon etmiş. "Ben çok ince ve keskin bir bıçak geliştirdim, siz ünlü bir operatörsünüz, belki görmek istersiniz" demiş. Profesör de adamı
evine çağırmış. Adamın bu işlerle amatörce uğraşan bir kişi olduğu anlaşılmış. Adamın asıl işi tornacılık imiş. Bir derneğin üyesi imiş ve ancak mikroskopla görülebilen böceklerin hayatını inceliyormuş yıllardan beri. Son olarak ele aldığı böcek, bütün ömrü yirmi dört saat olan, altı milimetre çapında bir bataklık böceği imiş. Amatör adam kendi buluşu olan bıçakla, bu hayvanın bir milimetre çapındaki kafasını kesmeyi ve beyninin fotoğrafım çekmeyi başarmış. Operatör Profesör, yazara bu fotoğrafın büyütülmüşünü göstermiş. Hayvanın başında ononbeş gözü varmış ve bu gözlerle gece, yaşadığı tekgece (Çünkü tek gününü suyun içinde oluşmakla, gelişmekle geçiriyormuş) yalnız dişisini görüyormuş. Onunla birleştikten sonra da sabaha karşı ölüyormuş.
Yazar şöyle bitiriyor yazısını: "Fakat ben, bu hayvanın yaşamını mı düşüneyim, yoksa amatör bilgin tornacının, boş vakit bulup böylesine bir konuyu kendisine ikinci bir iş olarak seçişine
mi hayran olayım, bilemedim. İbret alın ey can sıkıntısındanesneyenler."
Tarih: 2016-03-02 01:56:27 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx